Keratokonus
Keratokonus kornea tabakasının ilerleyici incelme ve dikleşmesiyle karakterize bir hastalığıdır. Bu hastalık toplumda 2000’de 1 sıklıkla görülmekte olup genellikle miyop ve astigmatizma varlığı ile birliktedir. Hastalık erken ergenlik yaşlarında başlamasına rağmen büyük çoğunluğu 18 yaş sonrası tanı almaktadır.
Keratokonusun bildiğimiz en sık nedeni ise göz ovuşturmadır. Bizim ülkemiz gibi alerjik göz hastalıklarının yoğun olduğu coğrafyalarda yaşan toplumlarda keratokonusun görülme sıklığı daha fazla olup, 18 yaş altında alerjik göz hastalığı tüm çocuklar keratokonus açısından tetkik edilmektedir. Keratokonusun genetik geçişli bir hastalık olduğu bilinmektedir. Özellikle hastalık tespit edilen bireylerin kardeşleri de bir an önce tetkik edilmeli ve önlemler alınmalıdır.
Gözlük kullanımına rağmen bir türlü net göremediğini ifade eden, gözlük numaralarında sık değişim yaşanan hastalarda keratokonustan şüphelenilmeli ve bu hastalara kornea tomografisi ismi verilen korneanın ön ve arka yüz yükseltilerini, kırıcılıklarını ve kornea kalınlığını ölçen tetkik yapılmalıdır. Hastalığın 18 yaş altında tanı almasıyla bir an önce korneal çaprazma bağlama tedabisi olan krosslinking tedavisi uygulanarak hastalık yüksek başarı ile durdurulabilir ve ömür boyunca kaliteli sayılabilecek görme seviyesi korunabilir. Bu hastalarda krosslinking sonrası keratokonus hastaları için özel üretilen sert gaz geçirgen, hibrid lens veya skleral lenslerle görme kalitesi belirgin şekilde arttırılabilir. Gözlük ile iyi görebilen keratokonus hastalarında ise fakik göz içi lensi tedavisi oldukça tatminkâr sonuçlar vermektedir. Bu operasyonda kornea herhangi bir zarar görmemiş olup göz içi kontakt lens olarak düşünülebilecek lens, hastanın doğal merceği ile iris tabakası arasına yerleştirilir ve kalite görüş sağlanabilir.
Keratokonus hastalarının en çok sorduğu sorulardan birisi lazer olup olamayacakları yönündedir. Bu hastalıkta lazer uygulanması ancak çok sınırlı bir hasta grubunda mümkündür. Hibrid lazer olarak adlandırdığımız excimer lazer ve krosslinking operasyonunun eş zamanlı uygulaması ile 3 dioptriye kadar olan miyop veya astigmatta düzelme sağlanabilir. Bu hastaların erken evre keratokonus olması ve kornea kalınlıklarının iyi olması gerekmektedir. Bunun dışında kalan hastalarda ise lazer uygulaması kontrendike dediğimiz yapılmaması gereken işlemdir.
Orta ileri evre hastalarda ise krosslinking sonrası kornea içi halka implantasyonu ile hastaların gözlüklü görüşü arttırılabilir veya kontakt lens tolerasyonu arttırılabilir. Geç kalmış olgularda ise son çare kornea naklidir. Bu hastalara uygulanacak kornea nakli günümüzde kısmi kornea nakli olarak bilinen Derin Anterior Lamellar Keratoplasti ( DALK ) ‘dir. Böylece korneanın reddi ihtimali oldukça düşmüştür.